20 Haziran 2010 Pazar

Dihhoda, Bilgin ve Şair

Ali Ekber Dihhoda, Uyanış Dönemi’nin siyasi mücadeleler ve matbaa aleminde akla gelen ilk bilgilerindendir. Onun babası Han Baba Han aslında Kazvinli’dir. Ancak oğlunun doğumundan bir süre sonra Tahran’a taşınmıştır. Babası bu şehirde 1276 h.ş. yılında vefat etmiştir. Babası öldüğünde daha on yaşında bile olmayan Ali Ekber, annesinin himayesinde ilim öğrenmekle uğraştı. Dihhoda on yıllık bir süreyi eski bilimleri öğrenmekle geçirdi ve fakirlikle, yoksullukla ve olgunluk kazanmakla uğraştı. Ondan sonra siyaset okuluna girdi, Fransız dilini iyice öğrendi ve Meavenü’ddevle Gaffari ile Avrupa’ya gitti, yeni bilimleri öğrenirken, iki yıl ikamet ettiği Avusturya’nın başkentinde Fransızcasını da ilerletti. Meşrutiyetin başlangıç yıllarında İran’a geldi ve meşrutiyetin meşhur yayınlarından olan “Sur-i İsrafil” gazetesini yayınlamada Mirzâ Cihangir Han-ı Şirazî ile işbirliği yaptı. Şu anlamda ki, Sur-i İsrafil gazetesinin yayınlanması ve yönetilmesinde Mirzâ Kasım Tebrizi’nin yanında onunla işbirliği yaptı. Sur-i İsrafil meşrutiyet dönemi meşhur siyasi gazetelerinden biriydi ki Dihhoda’nın “Çerend ve Perend” adı altında nükteli ve ironik makaleler serisi onun edebi önemini arttırdı. Bu makalelerinden, Dihhoda sade yazının İran’daki kurucusu sayılır. Dihhoda’nın makalelerindeki ironik dili, dikkatliliği ve zevkliliği ile fesat çıkaranlarla, kendi döneminin sosyal ve siyasi problemleri ile savaşa girdi. Bu yolla da ileri gelenleri ve asilleri uyardı, kendisinin gerçek düşüncesi ve onun eserlerinin konusu olan dertli ve sıradan insanları da onların etraflarından geçebildiği oranda uyandırdı ve bu şekilde meşrutiyete gönül verenler zümresini makalelerinde işledi.
Muzafferu’din Şâh’ın, meşrutiyet fermanının imzalanmasından birkaç ay sonra hayata veda ettiğini biliyoruz. Onun oğlu ve yerine geçen kişi olan Muhammed Ali Şâh hemen başlangıçta meşrutiyetle ve bu yolda meşrutiyet taraftarlarıyla savaşa başladı ve “Atabek-i İzam” adıyla meşhur Mirzâ Ali İsgerhan Eminu’s Saltana yardımıyla özgürlükçülere sıkıntı ve zorluk çıkardı. Bu durumun arkasından, Cihangir Han ve Mirzâ Ali Ekber Han Dihhoda’nın da yer aldığı meşrutiyet liderlerinden on altı kişi “İnkılap Komitesi”ni kurdular ve inkılap topluluğunu baskı karşısında direnmeye çağırdılar. Muhammed Ali Şâh devriminden üç gün sonra kurulan “Sur-i İsrafil”, sarayın kin ve zorlaması sonucu meydana geldi, Muhammed Ali Şâh, Cihangir Han ve Dihhoda içinde bulunduğu gurubun teslim olması ya da İran’dan sürgün edilmesi emrini verdi. Muhammed Ali Şâh devrimi ve Mirzâ Cihangir Han’ın başka özgürlükçü gurupla katledilmesinin ardından Dihhoda Avrupa’ya gitti ve orada başka bir gurubun işbirliği ile İsviçre’de üçüncü kez “Sur-i İsrafil”i yayınladı. Sonra İstanbul’a gitti ve orada başka bir gurubun işbirliği ile “Sûrûş” gazetesinin yayınlanmasına çaba harcadı.
Muhammed Ali Şâh’ın görevden uzaklaştırılması sonunda Kirman ve Tahran halkları Dihhoda’yı meclis temsilciliğine seçtiler. Birinci Dünya Savaşı sırasında Bahtiyari bölgesinde gizlenerek yaşadı ve savaş İran’a sıçradıktan sonra siyasi uğraşıları ve işleri bir kenara bıraktı, Fars dili ve sözlük yazma araştırmalarına ve incelemelerine başladı. Bu günlerde bir süre Bilimler Medresesi’nin başkanlığını ve bir süre Hukuk Fakültesi’nin başkanlığını üstlendi ve bu durumla beraber eğitim ve araştırma işiyle ilgilendi. İran’a yabancı işgal kuvvetlerinin geldiği 1941 Eylül ayından sonra aniden devlet işlerinden yüz çevirdi ve Farsça sözlük düzenleme ve tertip etme onun asli uğraşı oldu. Milli devletten güvenilir kişilerin iş başına gelmesiyle o himaye edildi. Aynı iş 1942 yılının 28 Mordad devrimi yaşlı adamın, bir süre devrim hükümetinin sevgisizlik, sıkıntı ve eziyet amacı haline gelmesine neden oldu. Bilgin Dihhoda siyaset ve araştırma alanlarındaki bir ömürlük telaş ve çabadan sonra 1957’nin Şubat ayında Tahran’da vefat etti.

Dihoda’nın Eserleri

-Dihhoda’nın eserleri edebiyat ve araştırma alanları olarak iki guruba ayrılabilir:
A- Onun en önemli edebi eserleri şunlardan ibarettir:
1-Çerend ve Perend , Sur-i İsrafil gazetesinde yayınlanmıştır. Onun alaylı yazılarının ve makalelerinin bir araya getirilmesiyle oluşur. Çerend ve Perend’deki Dihhoda’nın dili, onun hemşerisi ve alay şairi Abid Zakani’nin şivesinin devamıdır.
Çeren ve Perend makalelerindeki Dihhoda’nın nesri açık, sağlam ve etkilidir. Buradan, onun yazılarındaki muhatapları sıradan insanlardır. Deyimler, tabirler, amiyane kinayeler ve aynı şekilde örnekler, masallar, pazar ve sokak kelimelerini kullanma onun yazılarında çokça görülür. Çerend ve Perend’in amiyane dili aynı zamanda, Emsal u Hikem ve Lügâtnâme sahibi birinin dilinde bulunan bilgi, ilim ve saf bilgiden, kalıcılığı ve gerekli olan edebi sağlamlığı ele geçirmiştir.
2-Şiir Divanı , onun edebi ve resmi şiirlerini kapsayan, siyasi ve sosyal şiirlerini, mizah edebiyatı ve yenilikçi şiirlerini ve yeni sorunları ihtiva eden az hacimli bir şiir antolojisidir. Dihhoda’nın şiirleri de kendi içinde üç guruba ayrılır:
-Önde giden bir şive ile söylediği şiirler, düşünce ve kalıp sağlamlığı açısından, onların teşhisi eski şairlerinkinden güç görünen bir tarzdadır.
-Edebi yeniliklerden ilham alıp, yeni şivelerde ve konularda meydana getirerek söyledikleri ve “Morg-i Seher” gibi onların bir kısmı, yeni hayal unsurları ve kalıplarıyla şiir örneklerinin ilk gurubunda gösterilebilir.
-Tam bir kasıtla, amiyane dille söylemiş olduğu alay ve mizahi şiirleri ve Çerend ve Perend’indeki makaleler ortak bir rüzgârın ürünüdür.
İçerik açısından Dihhoda’nın birçok şiiri Uyanış Dönemi’nde yaygın olan o mazmunları, yani vatanperestliği, kanun istemeyi, zülüm ve bencillikle, mücadeleyi riya ile kabul edilmeyen barış ortamını ve aldatıcılığı kendisinden yansıtmıştır.
Dihhoda’nın edebi eserleri tamamen sosyal ve siyasi faaliyetlerle meydana getirmiş olduğu gençlik döneminden kalanlardır.
B- Onun hayatının ikinci dönemi boyunca ve siyasi, sosyal faaliyetlerinden ve olaylardan uzak olduğu dönemde meydana getirilmiş olan Dihhoda’nın en önemli araştırma eserleri aşağıdadır:
1- Emsal u Hikem , atasözlerini ve Farsça mesel tabirlerini düzyazı ve şiir örnekleriyle kapsar.
2- Lügatnâme, Fars dilinin en kapsamlı sözlük kitabı, coğrafya ve tarihe has terimler hakkında en fazla bilgi içeren eseridir.
Bu kitap şüphesiz Fars dilinin en büyük edebi kitaplarından birisidir, bilgin Dihhoda’nın ismini çaba harcayan araştırmacı zümrede İran’ın en büyüğü olarak yüceltmiştir. Bu büyük çalışmanın temelleri Bahtiyari bölgesinde gizlenerek yaşadığı zamanlarda atılmıştır. Bahtiyari’den geri döndükten sonra Dihhoda, sağlamlık azmi ile bu işi meydana getirdi ve elli yıllık bir süre araştırma ve anılarını not tutma işinin peşine düştü. Onun hayat boyunca Milli Danışma Meclisi’nin bir ürünü olan Lügatnâme’nin ciltlerinden bir kısmı ve edebiyat fakültesinin gözetimi altındaki Lügatnâme müessesinin ve Tahran Üniversitesi İnsan Bilimleri’nin gözetimi altında oluşturulan diğer kısımlar, Tahran Üniversitesi’nin bir ürünü olarak yayınlandı. Lügatnâme müessesi görevleri, merhum Dihhoda’nın anılarını ve Lügatnâme’nin ciltlerini toplamak, düzenlemek ve yayınlamak olan bilginler ve hocalardan birkaç kişinin oluşturduğu araştırma ve ilmi bir kuruluştu. Kitabın basımı bitikten sonra yayın düzeltmeleri yapan ve yeni basım için hazırlanan ve başka telif lügatnâmeler için aynı çabanın peşine düşen bir kuruluştu. Bu müessese Dihhoda’nın ölümünden 1970 yılına kadar Dr. Muhammed Mueyyin’in önderliğinde idare edildi ve Dr. Mueyyin’in ölümünden sonra günümüze kadar Dr. Seyyid Cafer Şehidi önderliğinde kendi işine devam etmektedir.



* * *



Dihhoda’nın, Mirzâ Cihangir Han’ın katledilmesinden sonra söylemiş olduğu ve onda edebi yenilik ruhunun aşikâr olduğu meşhur musammatından iki beyiti örnek olarak burada naklediyoruz:











ياد آر

بگذاشت ز سر سياهكاري
رفت از سرِ خفتگان خماري
محبوبهء نيلگون عماري
و اهريمن زشتخو حصاري



تعبير عيان چو شد تو را خواب
محسود عدو به كام اصحاب
آزادتر از نسيم و مهتاب
در ارزوي وصل احباب اي مرغ سحر چو اين شب تار
و ز نفحهء روحبخِش اسحار
بگشود گره ز زلفِ زرْ تار
يزدان به كمال شد پديدار

ياد آر شمع مرده ياد آر

اي مونس يوسف اندرين بند
دل پر ز شعف لب از شكر خند
رفتي برِ يار خويش و پيوند
زان كو همه شام با تو يك چند

احتر به سحر شمرده ياد آر

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder